HIRVATİSTAN – Dalmaçya Kıyıları

Tivat –

Tivat, Kotor Körfezi’nde bulunan en yeni ve en küçük beldedir. Ancak ondokuzuncu yüzyılın sonlarında büyümeye ve gelişmeye başlamıştır. Toplamda yaklaşık 46 km2’yi kapsar ve nüfusu yaklaşık 13.000’dir. Bu güzel kasabanın büyüklüğü ve gençliği hiçbir şekilde önemini azaltmıyor. Karadağ kıyıları için ana havaalanı bölgesi olması kasabaya, her yıl dünyanın dört bir yanından on binlerce turistin Karadağ ile ilk karşılaştıkları yer olması niteliği kazandırmıştır.

Kotor –

Engebeli dağların ve körfezin karamsar bir köşesi arasına sıkışmış, gözü kara bir havaya sahip Kotor, mükemmel bir konumdadır. Yamaçlarında dikkat çekici sivri duvarlarla çevrili kasaba, müzelerin, kiliselerin, kafelerin süslediği meydanları yanısıra Venedik sarayları ve döneme ait hapishanelerinin bulunduğu bir labirenttir. Geçmiş ile bugünün bir arada yaşadığı bir yer olan Kotor, tarihi parke taşları, asırlık binalarda bulunan okullarına koşan çocukların sesi, ferforje balkonlarda asılan çamaşırları, yüzlerce kedi ve deniz kuşları ile dramatik olduğu kadar keyiflidir.
Akşamın dingin karanlığı basınca, Kotor’un olağanüstü aydınlatılmış duvarları bir ışık çemberi gibi parlar. Avare halde, canlı müzik çalan bar ve sokaklar arasında dolaşabilirsiniz.

Gotik izler taşıyan tarih ve kültür anıtlarının büyük bir kısmı, ince fakat mütevazı Rönesans mimarisine aittir. Bunlardan bir kaçı; Rektörün sarayı, surları, şehri çevreleyen surlar, meydanlar, Aziz Nikolas Kilisesi, Cavtat Hanım Kilisesi ve Franciscan Manastırı’dır.

Cavtat –

Cavtat, Adriyatik denizinde bulunan ormanlık bir yarımada olan Rat’ın engebeli bölgesinde yer alan eşsiz bir kasabadır. Akdeniz bitki örtüsünün hakim olduğu Cavtat’ın yeşil çam ve selvi ağaçları ile kalplı kıyıları boyunca yeni yerleşim alanları kurulmaktadır. Bu eski şehrin en önemli cazibe noktası, eski Dubrovnik Cumhuriyeti zamanından kalan binalardır. Cumhuriyetin öngördüğü düzenleme planlarına göre inşa edilen Cavtat, aynı zamanda modern bir görünüme de sahiptir.

Elafiti Adaları –

Elafiti Adaları (Yunanca’da Geyik Adaları anlamına gelir), Dubrovnik’in batısında bulunan takımadalarına denmektedir. Tarih boyunca Dubrovnik’e bağlı kalmış, denizini ve kıyılarını her zaman korumuş, Dubrovnik’in cesur kaptanlarının ve denizcilerinin daimi evi olmuştur. Takımadalarının isimleri; Kolocep, Lopud, Sipan, Jakljan ve Olip’tir.

Sipan Adaları –

Sipan Adası, sessiz koyları, plajları, yeşil selvi ağaçları, limon ve portakal ağaçları, tarihi binaları, küçük kiliseleri, asillerin yazlık evleri ve koruluk kaplı tepelerin üzerine yayılmış yerleşkeleri ile Elafiti Adalarının en büyüğüdür. Efsanevi hikayelerle dolu uzun bir geçmişi olan Ada, Dubrovnik bölgesinin mücevherlerinden biridir.

Kolocep Adaları –

Adanın tamamını kaplayan 100 yıllık çam ağaçları, zeytin, portakal ve limon ağaçları ile dolu bahçeleri, zarif plajları ve büyük bir parkı olan yeşilliklerle dolu bir adadır. Dubrovnik vatandaşlarının en gözde gezi noktalarından biridir.

Lopud Adası –

Akdeniz karakterine bürünmüş Lopud Adası, subtropik bitki örtüsünün kapladığı doğal zenginliği yanı sıra muhteşem parkları ve plajları ile öne çıkan, mis kokulu portakal ve limon ağaçlarının doldurduğu bahçelerinin cazibesi ile Dubrovnik bölgesindeki en gelişmiş turistik adalardan biridir.

Jakljan Adası –

Sipan Adası’na yakın, ormanlarla kaplı küçük bir ada olan Jakljan Adası’nda kamp alanı, bir restoran ve bir dinlenme evi bulunuyor.

Mljet –

Hırvat Adriyatik bölgesini güneyden kuzeye doğru geçerken ilk karşılacağınız büyük bir ada olan Mljet, Akdeniz bitki örtüsü, berrak ve temiz denizi, yumuşak kumlu kıyı şeridi ve su altı deniz yaşamıyla Hırvatistan’ın en yeşil adasıdır. Ada, Hırvat adaları arasında en güzellerinden biri olarak kabul edilir. Mljet, beyaz ve kırmızı şarapları, zeytinleri ve keçi peyniri ile ünlüdür. Gür Akdeniz ormanıyla kaplı bozulmamış bir ada olmasının yanısıra adanın kuzey ucunda ilgi çekici iki tuzlu göl (Veliko ve Malo Jezero) vardır. Veliko Jezero gölünün ortasındaki küçük ada üzerine kurulmuş tarihi Benedictine manastırı turistlerin uğrak gezi noktası olması ile beraber adanın güneyinde bulunan Saplunara plajı ise hem bölge halkı, hem de ziyaretçiler için favori yüzme noktalarındandır. Mljet adasının kuzeybatı kısmı da Hırvat Milli Parkları arasındadır ve bu nedenle gezginler için en gözde destinasyonlardan biridir.

Korcula –

Adanın kuzeydoğu köşesinde bulunan Korcula kasabası, Ortaçağ’dan kalma kent surları ve terakota çatılı binaları ile ‘Adriyatik’in incisi’ olarak anılır. Aynı zamanda Dubrovnik’e olan benzerliğinden dolayı Küçük Dubrovnik olarak ta adlandırılmıştır. Marco Polo müzesi ve St Mark’ın katedrali gibi belli başlı turistik yerleri ziyaretçileri tarafından büyük ilgi görmektedir. Zanaatkâr dükkanları ve dar mermer geçitlerin aralarına yayılmış lokal deniz ürünleri restoranları söz konusu olduğunda büyük puanlar alıyor.

Vis –

Vis, iki küçük ama güzel kasabadan oluşan iki adet koya hakim bir alana bölünmüştür; kuzeydoğudaki Vis Town ve güneybatıda Komiža. Bu iki kasaba arasında dostça bir rekabet vardır. Vis Town, tarihsel olarak üst sınıf soylularla ilişkiliyken Komiža, işçi sınıfının ikamet alanı olarak balıkçılık mirası ve korsan hikayeleri ile gurur duyuyor. Adanın etrafındaki engebeli sahil üzerinde bulunan muhteşem koyları, mağaralaru ve kumsallarıyla nam salmıştır. Tanınmış gezginlerin uğrak yeri haline gelen bu küçük ada’ya ait Arkeoloji Müzesi’nde ve Vis Town’un diğer yerlerinde sergilenen antik kalıntıları adanın karmaşık karakterine dair büyüleyici bir fikir sunuyor.

Hvar –

Akdeniz’in güneyine bakan tablo gibi resmedilmiş doğal güzellikler içeren manzaraları, büyüleyici atmosferi ve aynı zamanda köklü tarihi ile dolu maceraların tükenmediği muhteşem bir hazinedir. Şehrin adı, bugün Stari Grad’ın (Hvar, 13. yüzyılda merkezi bir adanın niteliğinde idi) durduğu yer olan Yunan adasının isminden türemiştir – PHAROS. Hvar, Venedik İmparatorluğu dönemi içinde önemli bir deniz limanı olarak orta çağlarda zafer ve güç kazandı. Bugün sevimli ve nazik bir turizm şehri olan ada, Dalmaçya Rivierası’ndaki en gözde yerlerden biridir. Yeme içme alanında en iyi restoranları; Hanibal, Macondo’dur. En gözde plajı Zdrilca ve gece eğlencelerinde iddialı Carpe Diem’e uğramadan buradan ayrılmayın.

Stari Grad (Pharos) –

Stari Grad diğer adıyla Faros, Hırvatistan’daki en eski şehirdir. Yunan filozofu Aristotel’in Trakya’da doğduğu yıl olan milattan öne 384 yılında, Yunanlılar Ege denizindeki Paros adasından Hvar adasına doğru göç ederler ve yerleştikleri bu adayı Faros olarak adlandırdılar. İsminin anlamı “Eski şehir” olan Stari Grad, Hvar adasının tarihi kalbidir. Kasaba, körfezin koyu mavisinin yemyeşil, geniş arazilere yayıldığı, üzüm bağları ve zeytinliklerle kaplı muhteşem bir manzaraya sahiptir. Ürün yetiştirmek için kullanılan bakımlı ve temiz bu araziler aynı zamanda doğal olarak koyu koruyan bir yöntem sağlar. Bugün, hem tarlaların hem de koyların naturelliği yanında modern tatil mekanların ve adada bulunan antik eserlerin iç içe geçtiği adaya çekici bir kalite katıyor.

Dubrovnik –

UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Dubrovnik, özgün kültürel zenginliğe (Dubrovnik Cumhuriyeti, 1272 Statüsü) ve doğal güzelliğe sahip dünyaca ünlü turizm merkezlerinden biridir. İstisnai bir politik ve kültürel tarihin yaşadığı bu şehir, Akdeniz’in en çekici ve ünlü şehirleri arasında yerini almıştır. Olağanüstü doğal güzellikleri ve iyi korunmuş tarihi eserlerin yanı sıra, Dubrovnik ayrıca ziyaretçilerine yüksek kalitede hizmet sunmaktadır.
Dubrovnik’te yaşayan insanlar, kendilerini dünyanın en güzel yerinde yaşadıklarına inanırlar. Doğal güzelliklerine şiirler yazılan şehir, ılık iklimi, mavi gökyüzü, berrak turkuaz yeşili suların vurduğu çok sayıda koy ve kumlu plajların bulunduğu, zengin Akdeniz ve subtropikal bitki örtüsü ile kaplı sarp kayalıklarıyla hem büyüleyici hem de ürkütücü bir güzelliğe sahip olan dünyada eşi benzerinin bulunmadığı bir yer.